AKP İktidarının Çarkları

AKP iktidarı her konuda fırıldak gibi çark etmekte ve dönmektedir. Dün dediğinin bugün tersini demekte,  dün yaptığının bugün tersini yapmaktadır.

                 Devlet yönetimi deneme tahtası değildir. Deneme yanılma yoluyla değil, akıl, bilgi ve tecrübe ile yönetilir.

                  Akıl mı yok, devlet adamlığı vizyonu mu eksik, sorumluluk duygusu mu yok. Yoksa AKP iktidarının çıkarları mı öyle gerektiriyor bilemiyorum?

                   Özellikle dış siyasette tutarlılık ve istikrar gerekir. Devletlerarası ilişkilerde dostluğun kaynağı, güven ve istikrardır.

İktidarımız, etrafına laf ebesi yağcıları toplayacağına, akıllı, devlet tecrübesine sahip insanları toplasın. Eğer bulamıyorsa  bari beni  danışman olarak alsın. Ben Çakarlı araba ve 30.000 TL maaş istemem. Milli duygularımla AKP iktidarına güle oynaya, bedava danışmanlık yaparım. Yalnız sözümden çıkmasınlar isterim.

Kaşıkçı Cinayeti:Bir gün Suudi Arabistan’dan gönderilen bir katil gurubuTürkiye’ye  gelip, konsoloslukta, Suudi kökenli gazeteci Cemal Kaşıkçıyı vahşice katledip, aynı gün Türkiye’den çekip gitmişlerdir.

Cinayetin Veliaht Prens’in talimatıyla işlendiğine kesin gözüyle bakılıyordu. AKP iktidarı, Suudi yönetimini ağır bir şekilde suçladı. Türkiye’de yargılama başladı. Yıllar geçti Aaaaa… birden ne görelim?  Cemal Kaşıkçı dosyası Suudi Arabistan’ın talebi üzerine kapatılıp oraya gönderiliyormuş.

                   Cinayet davası, cinayeti işleyen katil yönetimine verildi. Bu, yargı egemenliği, ulusal egemenlik, ulusal onur ve gururla bağdaşır mı? Acaba bu değerler çöpe mi atıldı?

                   Acaba Türkiye’nin döviz sıkıntısı mı var? Suudi Arabistan’dan dolar mı akacak?

Rahip Burunson olayı: ABD’li rahip Türkiye’de casusluktan tutuklanmıştı. Hakkında dava açıldı. AKP iktidarı “Türkiye’de yargı bağımsızlığı vardır, vermeyiz, göndermeyiz” diye şarladı-gürledi.

Aaaaa… bir de ne görelim? Rahip Burunson tahliye edildi. Yurt dışına çıkma yasağı kaldırıldı. İktidarımızın gözü önünde tıpış tıpış ABD’ye uçtu gitti.

                AKP iktidarı, ABD’den korktu mu, yoksa bir beklediği mi vardı?

            Türk asıllı Alman vatandaşı Deniz Yücel: Deniz Yücel’i de tutukladık, yargılamaya başladık.  Öyle ya, Türkiye’de yargı bağımsızlığı varmış. Herkes işlediği suçtan dolayı, suçun işlediği yerde yargılanır ve cezasını çekermiş. Laflar böyleydi. Ancak “İştir kişinin aynası, lafa bakılmaz” denir ya…

Alman Başbakanı Merkel’in torpili onu da cezaevinden kurtardı.

Birleşik Arap emirlikleri Feto darbesinin destekçisi ve mimarı imiş: AKP iktidarı esti, yağdı. Cart dedi, curt dedi. Aaaa… bir de ne görelim. Meğer Birleşik Arap emirlikleri AKP iktidarınıncan  dostu imiş. Acaba onlardan gelecek dövizlere mi ihtiyacımız vardı? Yoksa ülkemiz onlara da  mı el avuç açar hale geldi?

Feto aşkı-Feto düşmanı: Darbe teşebbüsünden sonra AKP iktidarı “Ne istediler de vermedik” diye Fetocuları nankörlük ile suçladı. Hele AKP’nin Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek “Onlar istemeden ben verdim” diye öğündü.

AKP iktidarı, ABD- Pensilvanya’dakiFeto için “Hocam yeter artık bu hasret, gel gayri” diye aşkını ifade etti.

                 AKP iktidar dönemindeki diyanet, Fetonun icat ettiği uyduruk “ Kutsal doğum haftası”nı kutluyordu.

                İktidarın yüksek makam-mevkisindeki büyük başlar, Pensilvanya’ya gidip Fetonun elini-eteğini öpüyordu.

                Türkçe olimpiyatlarına katılıp, nutuklar ve naralar atıyorlardı.

                17-25 Aralık’ta Fetocular “AKP iktidarının kirli çamaşırları” iddiasıyla bazı bilgileri kamuoyuna aktardılar. 15 Temmuz’da da saçma-sapan bir darbe teşebbüsü yaptılar. Bundan sonra AKP iktidarının Feto aşkı, düşmanlığa döndü.

                Ben gazetedeki bir yazımda Feto tehlikesini dile getirdim. Kamer Genç mecliste tehlikeyi AKP milletvekillerine anlattı. AKP milletvekilleri yuhaladılar.

                 Ben bir ilçe avukatıyım. Kamer Genç de bir  milletvekilidir.

                Benim ve Kamer Genç’in gördüğü tehlikeyi AKP iktidarı niçin görmez? Milli İstihbarat Teşkilatı sakız mı çiğniyor? Acaba iktidara rapor vermemiş, uyarmamış mıdır?  Yoksa onlar da mı Feto’cuydu? Keza Milli güvenlik Kurulu üyeleri, o omuzları apoletli generaller de mi kara cahilmiş?Onlarda mı AKP iktidarını hiç uyarmamışlar acaba?

  Yoksa AKP iktidarı Feto ile aynı niyet ve zihniyeti mi paylaşıyordu? Onların desteğine mi ihtiyacı vardı? İpler makam-mevki ve rantkavgası başlayınca mı koptu dersiniz?

                  Emniyetteki ve yargıdakiFetocular ülkenin Generallerine kumpaslar kurup cezaevlerine tıkarken, AKP iktidarı “Ordunun bağırsakları temizleniyor” diyordu.

                    Günlük siyasi çıkarlarını gözetip,  feto ile aynı menzile doğru yürür,  aynı yolun yolcusu olursan sonuç böyle olur.

                   Eğer iktidar beni danışman yapsa idi, Feto diye bir tehlike olmazdı. Eğer Feto’cular “Darbe nasıl yapılır “diye benden fikir alsalardı o yöntemle AKP iktidarını alaşağı ederlerdi. Çünkü ben mesleğim gereği her akıl danışana fikrimi söyler ve yardımcı olurum.

Esat kardeşimizdi:Suriye sınırındaki mayınları temizledik. “Komşularımızla sıfır itilaf” dedik. Esat eşiyle Türkiye’ye geldi. Ayaklarının altına halı serdik. Hanımlar birlikte tatil yaptılar. Oh, o ne güzel öyle ya… onlar Müslüman biz Müslüman, üstelik en uzun sınır komşusuyuz,.

                    Ah, bir de ne görelim? Kardeş Esad, “Katil Esad” olup çıktı. Neden?

                     Dinci gruplar Esad yönetimine karşı gelmişmiş. Onların gösterileri de tıpkı bizim “Gezi olayı”  gibi kanlı bir şekilde bastırılmış. Esad da iktidarımızın gözünde “Katil” olup çıkmış.

                     AKP iktidarının ne yapması lazımdı? İsyancı dincileri desteklemesi  mi lazımdı? Evvel Allah görevini  sonuna kadar yaptı.

                     Bu zihniyetin Türkiye’ye bedeli çok pahalıya mal olmuştur. Milyonlarca Suriyeli mülteci ülkemizi işgal etti. Suriye’ye askeri operasyonlar yapıp birçok şehit verdik. Devletin kaynaklarını heba ettik. Üstelik bir de Suriye’de Işıd diye bir katil pisliği türedi. ABD, Kürtleri korumak bahanesiyle Suriye’yi böldü. Orada bir Kürt yönetimi kurdu.

Bir de AKP iktidarı, son Kürt kalesi Kobani’yiyiIşıd’den korumak için, Irak Peşgerme Ordusunun, Türkiye’den geçip Kobani’yiyi savunmasına izin verdi. Bu olay sebebiyle HDP ve PKK şımardı. Çıkan olaylarda birçok insanımız öldü.

İktidarımız “Büyük Orta Doğu Projesine Eş Başkan olmakla öğünüyordu” : Dünyanın en katili  ABD’dir. Eğer ABD ekonomik ve teknolojik gücünü geri kalmış ülkelere yardım ederek harcasa, dünyaya barış hakim olur. Çünkü geri kalmış ülkeler,  geri de olsa insandır. İnsanlar gördükleri iyiliklerin etkisinde kalır. Tabi, bu arada yardım ettiği ülkelere sürekli “Barış, demokrasi, insan hak ve özgürlükleri konularında  tavsiye ve telkinler etmesi” gerekir.

                     ABD silah sanayisini ayakta tutmak, silah tüccarlarını zengin etmek için ülkelerin içine nifaklar sokuyor ve savaşlar çıkarıyor. ABD’nin Büyük Orta Doğu projesi ile,kan ve gözyaşından başka, hangi Müslüman ülkeye barış, huzur ve refah gelmiştir?Bu mudur büyüklük? İktidarımız bu Müslüman katliamının  “Eş Başkanı” olmakla mı öğünmüştür?

   Yoksa iktidarımız, olayların nereye varacağını göremiyor mu? Allah aşkına, AKP iktidarı içinde hiç akıllı, ileri görüşlü adam yok mu? Baksanıza, AKP iktidarı günübirlik havalara giriyor, siyaset sahnesinde ip atlayıp duruyor?

Van Münit: AKP iktidarı “İsrail Filistin halkına zulüm ve katliam yapıyor” diye suçlama yaparak, İsrail devlet adamının da katıldığı bir uluslararası toplantıyı “Van Münit, Van Münit” diyerek terk etti. Böylece Türkiye’deki dincilere ve geri zekâlı milliyetçilere güzel bir hava attı. Sonra İsrail ile ilişkileri kestik.

                       Filistin Araplarını kollamak, öteki Arap ülkelerinden önce bize mi kalmış? Yahudiler ki, başta ABD olmak üzere dünyanın her yerinde ekonomide başarılı ve güçlüdürler. Bu sayede kurdukları lobiler ile siyaset üzerinde etkilidirler. Bu etkileri ile Türkiye’nin önünü kesmektedirler.

Filistinliler için, Yahudilerle niye ipleri koparalım? Protesto edersin, kınarsın, diplomatik çözümler ararsın.Filistin halkı bizim devletimizden ve milletimizden daha mı önemli ve değerli? 

                           Sonra ne oldu? İktidarımız geriye tornistan yaptı. İsrail cumhurbaşkanının ayakları altına halılar sererek karşıladı. Bu da AKP iktidarının yaptığı çarklardan biridir.

Mısır Çarkı:Komşu ülkelerin iç işlerinden, birbirleri arasındaki çekişmelerden bize ne? O devletler ve milletler bizim devletimizin ve milletimizin komşusu ve din kardeşidir. Mısır’da dinci Mursi yönetimi darbe ile devrildi diye niye Mısır ile siyasi ilişkilerimizi keselim? Dinci Mursi benim devletimden ve milletimden daha mı önemli ve değerlidir?

                              Yoksa AKP iktidarı Mursi dinci olduğu için mi devrilmesine dayanamadı? İktidarımızın içi çok mu acımış? AKP iktidarı için kendi zihniyeti mi, yoksa yönettiği TC’nin ve Türk milletinin çıkarları mı daha önemlidir?

                               Mısır, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile mavi vatan Akdeniz sularını paylaştı. Şimdi iktidarımız ise Mısır ile barışmaya çalışıyor.