AKP’ye Niçin Karşıyım?

                       Karşı oluşumun muhtelif sebepleri vardır. Ben mi haklıyım, AKP’ye oy veren insanımız mı haklı bilemem? Çünkü herkes kendine göre haklı ve doğrudur. Farklı siyasi tercihlerin birçok sebepleri vardır. Bunlardan birisi inanç farkı, birisi akıl farkı, birisi medeniyet farkı, birisi eğitim farkı gibi sebepler vardır.

 

                        Ben süper akıllı bir insan değilim. Ancak hissetme, fark etme ve değerlendirme gücüme inanırım. Bu sebepten AKP’nin ülkeye ve millete zararlı niyet, zihniyet ve icraatlarının farkındayım. Acaba AKP’ye oy veren kardeşlerimiz, AKP’nin yanlışlarının niçin farkında değiller?

 

                         Laiklik, demokrasinin de, inanç ve ibadet özgürlüğünün de, medeniyetin de temelidir. Laik bir ülkede herkes inanç ve ibadetinde özgürdür. Laik bir insan medenidir.Medeniyet herkesin hak ve özgürlüklerine saygıdır. Laiklik olmayan bir ülkede demokrasi olmaz. Keza milli birlik ve beraberlik olmaz. İlim, teknoloji ve ekonomi gelişmez.

 

                        Laiklik bir toplumda yaşayan insanların hangi dinden ve mezhepten olursa olsun eşitliğidir. Keza din ve devlet işlerinin, din ve devlet adamlarının birbirlerinden ayrılmasıdır. Din işleri inanç ve ibadet ile ilgilidir. Din adamlarının işidir. Dünya işleri, müspet ilim, adalet, teknoloji, demokrasi, ekonomi ile ilgilidir. Bu da devlet adamlarının işidir.

                     En Son peygamber bizim peygamberimiz Hz. Muhammet’tir: Allah’ın ondan sonra hiç kimseye kutsal bir görev ve sıfat vermediğine inanırız. O zaman kutsal değerleri siyasette, ticarette, sosyal hayatta, makam-mevki ve rant için kullananlar nereden çıkıyor? Tarikat liderleri, dinci siyasiler, alış-verişte Allah’ı ağzından düşürmeyenler, gerçek Müslüman mıdır? Yoksa çağın dışında kalmış geri zekâlı insanlar mıdır? Yoksa Allah ile çevrelerindeki insanları uyutan uyanık çıkarcılar mıdırlar?

Peki, bazı AKP yandaşları eski başbakan, yeni cumhurbaşkanı için neler diyor?

                        “Hoş geldin Allah’ın elçisi” diyen var.

                        Cumhurbaşkanı için “Allah’ın yeryüzündeki gölgesi” diyen var.

                        “Cumhurbaşkanına dokunmanın ibadet olduğunu” söyleyen var.

                        “Cumhurbaşkanı için her gün iki rekât şükür namazı kılmamız gerektiğini” söyleyen var. “AKP’ye oy vermek İslam’ın gereğidir” diyen var.

                         Daha ne saçmalıklar telaffuz ettiler. İnsanların dini inanç ve duygularını sömürmek için akla, hayale gelmeyen laflar ve hareketler yaptılar.

                          Recep Tayyip Erdoğan gerek başbakan iken, gerekse cumhurbaşkanı iken bu deli saçması safsatalara karşı çıktı mı? Yoksa hoşlandı ve mükâfatlandırdı mı?

Ben laikim ve müspet ilim eğitimini önemsiyorum: Osmanlı’yı batıran, hilafet, şeyhülislamlık ve medrese eğitimi değil miydi? Atatürk’ün “En hakiki mürşit (yol gösterici) müspet ilimdir” sözü yanlış mıdır? Bugün ekonomide, teknolojide, insan hak ve özgürlerinde yaşadığımız tüm imkânlar, laiklik ve müspet ilmin sonucu değil midir? Bunları keşif, icat ve imalat edenler, müspet ilim eğitimi almış, akıllı insanlar değil midir? Dinci rejimlerde bu başarılar var mıdır?

                       Din adamlarımızın toplum hayatına, inanç, ibadet ve bunların sonucuolarak  moral ve ahlaktan başka bir katkısı var mıdır? Elektriği, telefonu, televizyonu,interneti, uçakları, arabaları, sanatları, sporu onlar mı yapıp, hayatımızı kolaylaştırdı, renklendirdi ve zevklendirdiler?Tıp ilminde din adamları mı çalışıp, sağlığımızı koruyup, ömrümüzü uzattılar?

                       Din adamlarımız da kumu görevlisidir. Görevleri, halkın dini inanç ve ibadetlerine yardım ve hizmet etmektir. Topluma moral ve ahlak aşılamaktır. Böylece insanları ahiret hayatına hazırlamaktır.

                              Dünya işleri ise, siyaset ve devlet adamlarının, ilim ve teknoloji adamlarının, sanat ve spor adamlarının işidir. Laiklik birinin diğerinin işine ve görevine karışmamasıdır. Devletin, ülkede yaşayan her dinden ve mezhepten insanlara eşit muamele yapmasıdır. Bunun sonucu olarak, din, inanç ve ibadet özgürlüğüdür. Bunun da sonucu ilim, teknoloji ve ekonominin gelişmesidir. Din ve mezhep savaşlarının tarihe gömülüp, insanlığın, barış ve huzur içinde yaşamasının teminatıdır.

                              Dinci ülke insanları, Avrupa’ya göçüp sığınmaya çalışıyorlar. Hatta Türkiye’ye geliyorlar. Bizim ülkemizden de bir çok insanlar Avrupa ülkelerine gidip yaşamak sevdasındadır. Acaba sebep nedir?

O zaman AKP iktidarı Fetocemaatına neden o kadar kucak açtı?

                Yargı ve emniyet  başta olmak üzere cemaatın devlet içinde kadrolaşmasına niçin göz yumdular? Yoksa kendileri de aynı niyet ve zihniyette midiler? Yoksa işlerine öyle mi geldi? Yoksa tehlikeyi göremeyecek kadar devlet adamlığı ehliyet ve liyakatından yoksun muydular?

                               Halen tarikat ve cemaatlara, onların vakıf ve yurtlarına niye bu kadar göz yumuyorlar? Hatta neden bu kadar destek oluyorlar? Neden devletin kontrolünden çıkarıp serbest bırakıyorlar?

                              Niye İmam Hatip okullarının sayısını arttırıp, geniş imkânlar verip, daha çok öğrenci almaya çalışıyorlar? Necmettin Erbakan “İmam Hatip Okulları bizim arka bahçemizdi” demiştir. AKP, Necmettin Erbakan’ın “Milli görüş gömleğini çıkardık” diye yola koyuldu. O gömlek, milli değil, “Dini gömlek” idi.

            Acaba hiç değişmediler de, seçmene şirin ve sempatik görünüp, daha çok oy almak için takiyye mi yaptılar? Yani samimi değiller miydi? Yoksa devlet ve milletin imkânları ile tabanlarını mı genişletiyorlar?

İmam hatiplere sağladıkları imkânları Fen liselerine ve orada okuyan fakir-fukara çocuklarına sağlasalar daha doğru olmaz mıydı?

                AKP iktidarı ve Şatafat: Her işte başarı, haddini, hesabını bilmekle olur. Umut ve hayaller kurarsanız, teşebbüsler yaparsınız. Ancak, imkânlarınızı ve kaynaklarınızı doğru yerde ve ölçümlü kullanırsınız. Böylece, istikrar içinde adım adım ilerler, yükselir gidersiniz. Eğer “Ne oldum delisi”  olursanız, gösterişe, şatafata ve imkânlarını aşan yatırımlara yönelirseniz bir süre sonra, evdeki hesap çarşıya uymaz, çuvallarsınız.

                               AKP iktidarı “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek hesapsız şekilde şatafata yönelmiştir. Kaynak ve imkânları, üretim ve teknolojiyedeğil, hizmet ve tüketim sektörüne yönlendirmiştir. Bugün gelinin kriz ve pahalılık, o yanlış politikaların sonucudur.  Allah ülkemizi ve milletimizi daha büyük yanlışlardan korusun. Allah devletimizi ve milletimizi Osmanlı’nın son zaman içine düştüğü “Zavallı devlet” olmaktan korusun. 

Ben kavga-dövüşe karşıyım:  Benim gözümde Işıd ve PKK teröristleri bırakın Müslümanlığı, insan görünümlü, hayvan bile olamamış pisliklerdir?  Yok, edilmeleri gerekir. Çünkü bu beyinleri yıkanmış insanları yola getirmek mümkün değildir. Onların varlıkları masum insanlar için tehlikedir. Savaş çıkaranlarda aynıdır. Rusya, Ukrayna’yı saldırdı da, kim kazandı, kime ne faydası oldu? Kendi ülkesinin gördüğü zararları nasıl telafi edecek?

Siz hiç kavga-dövüş insanlarının şeref- haysiyet, rahat- huzur ve refah yönünden başarılı olduklarını gördünüz mü? Karşılıklı çıkarları gözeterek, imkânları paylaşarak, huzur içinde yaşamak varken kavga-dövüş niye?

Devletimizin ve milletimizin en başta Müslüman ve Türk millet ve devletlerle, dost ve kardeş olması gerekir. Hepsi ile anlaşarak, uzlaşarak, barış ve huzur içinde kardeş gibi yaşamalıyız.

                           Peki, iktidarımızın Irak, Suriye, İsrail, Mısır ve körfez ülkeleri politikalarının sebebi ne? 

Ehliyet ve liyakat,kul hakkı yemek: Gazete haberine göre bir Taliban rüyasında bir öğretmenin “Allah’a, kitaba küfrettiğini” görmüş ve duymuş. Bu sebepten 3 kişilik Taliban gurubu öğretmeni linç edip, öldürmüşler. Bunlarda Müslümanlıktan, insanlıktan ne kalmış ki?

                          AKP iktidarında ehliyet ve liyakat yerlerde sürünüyor. Partizanlık, yağcılık, yalakalık aldı-yürüdü? AKP iktidarına ehliyet ve liyakat değil, güzel laf eden yağcı ve yalaka insanlar lazım. Ehliyet ve liyakatı çöpe atıp, yandaşlık ve yağcılığı öne almak hem kul hakkı yemektir. Hem de vatana ve millete ihanettir.