Bayram gelmiş neyime aman aman garibem Kan damlar yüreğime aman aman garibem

Sanatçı böyle demiş. O zavallıöyle demiş. Biz ise bayramları gün sayarak bekleriz.

Çünkü her bayramda içimize ferahlık ve neşe dolar. Müslümanlığımızı ve Allah’ın emirlerini hatırlarız. Çocuklarımızı ve torunlarımızı kucaklarız.

Büyük düşünelim: Dünya milyarlarca yıldan beri vardır. Trilyonlarca insan yaşamış olması lazım. Belki milyarlarca yıl daha var olmaya devam edecektir. Gene trilyonlarca insan yaşayacaktır. Bunların içerisinde bizim çocuklarımız ve torunlarımız da yaşamaya devam edecektir.

                   İnsanlık âleminin içinde bir de devletler ve milletler vardır. Her devletin nüfus çoğunluğunun bir dini, gene bir dili vardır. Ülke insanlarının en başta gelen müşterek değerleri inançları ve dilleridir.

                    Biz Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyız. Atatürk “Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır” demiş. Yani Atatürk’e göre bizim nesillerimiz, kıyamet gününe kadar bu topraklar üzerinde TC vatandaşı olarak yaşayacaklardır.

                   Siz milliyetçi misiniz bilemem? Hem milliyetçi, hem de Müslüman olduğumuzu iddia ediyorsak, dini ve milli görevlerimizi yerine getirmeliyiz. Bu da en azından özel günlerde yardım etmekle olur.

                   Yardım ettiğimiz yer, eğer bir sağlık kurumu ise, yaptığımız yardım,imkânı olmayan aile çocuklarının sağlık ihtiyaçlarına harcanır. Eğer eğitim kurumu ise, eğitim imkânı olmayan aile çocuklarının eğitim giderlerine harcanır.Milletimizin yoksul çocuklarına telef olmasını, geride kalmasını, hatta topluma yük veya zavallı insanlar olarak kalmasını istemeyiz.

                  İnsanımız ahlakta, eğitimde, teknolojide ve bunların sonucu olarak ekonomide yükseldikçe, milli seviyemizde yükselir. Hayır yaparak bizlerde karınca kadarınca bu seviyeye bir katkıda bulunmuş oluruz. Milliyetçilik ve Müslümanlık bunu gerektirmez mi?

                 O zaman gelin Allah aşkına hem dini ibadetlerimizi yapalım. Hem de ülkemizin çorak ailelerinde susuz kalmış, genç fidanlarımıza su verelim. Gelin zekât ve fitrelerimizi fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştiren kurumlara bağışlayalım.

                  İnançları güçlü ve milliyetçi insanlar herkesle iyi geçinir. Herkese yardım ve iyilik yapmaya çalışır. İmkânı nispetinde hayırlar dağıtır ve ibadetini yapar. Hayır ve ibadet kurumları kurar. Böylece yaratanın emirlerini uyarak öbür dünyasına yatırım yapar.

                  Her insanın inanç ve ibadeti farklı ölçülerdedir. Ancak beynamazda olsak en azından Müslüman ve Türk’üz. Milletlerin fertlerini birbirine bağlayan en güçlü bağlar inançları ve dilleridir. Arkasından devletleri, bayrakları, tarihleri örf ve adetleri ve alışkanlıkları gelir. Herkes kendisine benzeyene yaklaşır, onunla dost olur.

                  Milliyetçilikten kastım ırkçılık değildir. Hangi dinden, mezhepten ve etnik kökenden olursa olsun, devletimizin tüm vatandaşları bizim milletimizin bir ferdidir. Türkiye cumhuriyeti vatandaşıdır. Bunların hepsiyle birlik- beraberlik-güvenlik ve huzur içerisinde yaşamayı hedeflemeliyiz. Ülkemizin bekası ilk önce etnik ve inanç farkı gözetmeksizin birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.  Birbirimiz ile inanç ve etnik sebeplerden dolayı ayrışır ve çatışırsak asayiş bozulur, huzur kaçar, kalkınma ve yükselme durur. Milliyetçi bir insan bunu ister mi? O halde, hiçbir etnik ve inanç farkı gözetmeden, tüm TC vatandaşlarını milletimizin en değerli bireyleri olarak kabul etmek durumundayız. Onlardan tek istediğimiz devletimize ve bayrağımıza saygı duymalarıdır.

Ülkemizin ve milletimizin bekası için bir de aklı ve akılcılığı öne çıkarılmalıyız. Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin, laik eğitimi güçlendirmeliyiz.

                    Her kutsal kitapta olduğu gibi Müslümanlığın da amacı ahlaktır. Ahlaklı insan uzlaşmasını, yardımlaşmasını bilir. Huzur ve barış içinde yaşar ve yaşatır.

                    Yardımlaşmanın bir şekli de bayramlarda çevremizdeki ve ülkemizdeki imkânı olmayanlara yardım etmektir. Eğer Müslümansak, beynamaz olsak bile, Müslüman olduğumuzu iddia ediyorsak, imkânımız nispetinde fitre ve zekât vermeliyiz.

                    Ülkemiz genelinde güçsüzlere hizmet veren bazı hayır kurumlarının bazıları şunlardır. Darüşşafaka derneği, Çağdaş Yaşama Destekleme Derneği, Çağdaş Eğitim Vakfı, Türk Eğitim Vakfı, Lösemi Derneği, Üniversiteli Kadınlar Derneği. Yardım etmek istediğimizde bu kurumların banka hesap ve iban numaraları bankalarda mevcuttur.

                     Bilgilerinize sunarım.