Gençlere Tavsiyem: Akıllı ve Akılcı Olunuz.

 

 

 

Dünya kurulalı milyarlarca yıl olmuş. Dünyanın ve insanlığın tarihi bilinmiyor. Bilinen, ilk insanların da tıpkı hayvanlar gibi doğa şartları ile baş başa yaşamış oluşudur. İlk insanların  hayvanlar gibi ağaç kovuklarında, mağaralarda çırılçıplak yaşayarak, hayvanlar gibi avlanarak ve otlanarak yaşamış olmaları gerekir. 

 


                     İnsanlık tarihinde ilk icat, ateşin keşfidir. Tekerleğin keşfi, insan hayatında devrim yaratmıştır. Hele yazının icadı insanlık hayatını çok daha derin ve etkilemiştir.   Elektriğin icadı ise insanlık  hayatını en derinden sarsan bir devrimdir. 

 


                       Bugün elimizde cep telefonu, karşımızda televizyon, altımızda araba, evlerimizde elektrik, elektrikli ev aletleri ile çok katlı ve asansörlü apartmanlarda yaşıyoruz. İş makineleri ve asansörler olmasa bunları yapabilir ve kullanabilir miydik?

 


                        Uzağa gitmeye gerek yok. Benim çocukluğumda annelerimiz sabah erken kalkıp, çamaşırın başına oturur, akşama kadar sürte sürte, tokaçlıya tokaçlıya çamaşırları yıkayıp ağartmaya çalışırlardı. 

 


                        Bütün bunlar, neyin ve kimin eseridir. Elbette aklın ve akıllı insanların keşif ve icatlarının ürünüdür. Üzerimizdeki kıyafetlerin, altımızdaki arabanın, evimizin inşaatının ve ev eşyalarının içinde milyonlarca, milyarlarca keşif ve icat vardır.

 


                         En basit bir örnek vereyim. Biliyorsunuz cisimlerin en küçük parçası atomdur. Atomlar birleşerek molekülleri oluştururlar. İnsanoğlu keşfettiği bir madeni evirmiş- çevirmiş, moleküllerini yan yana getirip naylon yapmış. Sonra da onu poşet torba yapmış. Bugün o poşet torbalar hayatımıza girmiş, her yerde kullanıyoruz. 

 


                           Romalılar döneminde insan ömrü 24 yıl imiş. Savaşlar var, salgın hastalıklar var. Beslenme, tedavi ve korunma imkânsızlıkları var. Süleyman Demirel 40 yıl kadar önce bir demecinde, Türkiye'de ortalama yaşam süresinin 65 olduğunu söylemişti. Sonra 68 olduğu söylendi. En son 75 olduğu söyleniyor. 

 


                           Hayatımızı kolaylaştırıp renklendiren ve zevklendiren keşif ve icatlar akıllı adamların işi olduğu gibi, ömrümüzü uzatan ilaçlar da akıllı insanların keşif ve icatlarıdır. “İnsan bilirmiş insan kıymetini.” O halde eğer bizlerde insanlık varsa  keşif ve  icatları yapan akıllı adamlara minnet ve şükran duymalıyız.  

 


                            İlim ve teknolojinin hayatımızı renklendiren,  zevklendiren bir katkısı da sanat ve spordur. Bugün dinlediğimiz müzikler, seyrettiğimiz resim ve mimarı eserler, sportif faaliyetler, hayatımıza anlam, renk ve zevk katarlar. 

 


    Akıllı insanların bir eseri de insan hak ve özgürlüklerinin egemen olduğu demokratik düzenlerdir. İnsanlık bu günlere kolay gelmemiştir. Eşitlik, kardeşlik, kadın hakları, fikir, düşünce, ifade, kıyafet özgürlüğü ve özel hayatın gizliliği gibi demokratik kurallar, akıllı, fikir, siyaset ve devlet adamlarının eserleridir.  

 


Eskiden en büyük güç beden gücü ve cesaret imiş. Beden gücü ve cesaret sahibi birisi ortaya çıkar, atar, tutar, asar, keser, öteki insanların gözüne girer, onları çevresinde toplar. Gittikçe nüfuz alanını genişletir, en sonunda devlet kurar,  hükümdar olur. Onların çocukları da bu hükümdarlığı sürdürdü. Yani bilek gücü ve cesaret en büyük güç kaynağı idi. 


                              Öteki insanlar o güçlünün çevresinde teba, kul idiler. İstediğini asar, keserdi. Büyüklerimiz “Padişaha lazım olan kadın kocasından boş düşer” derlerdi. Gene acelesi olanlara “Paşaya kelle mi yetiştireceksin” denirdi. Demek ki geçmişte kelle avcılığı da doğal bir olaymış. Keza,Osmanlı, Hristiyan çocuklarını devşirip,savaşlarda  insan kasabı olarak kullanmak üzere  yeniçeri asgari yapmadı mı? 
Eskiden dünyanın birçok ülkesinde sosyal sınıflar vardı.İnsanlar ,asiller, din adamları, burjuvalar ve paryalar diye sınıflara ayrılmıştı. Fransız ihtilalinin parolası “Eşitlik ve kardeşlik” idi. Kadınlar erkeğin malı idi. Bu sebepten erkekler birden fazla eşle evlenebilirlerdi. Kadınların seçme ve seçilme hakları kazanmaları bile yüzyılını doldurmadı. 

 


                            Bugün kadın-erkek eşittir. Bütün insanlar eşit haklara sahiptir. Toplumsal ve kamusal kurallara uymak kaydıyla herkes özgürdür. Bir insanın hak ve özgürlüklerinin iki sınırı vardır. Birisi başkalarının hak ve özgürlükleri, diğerisi kamu düzenidir. 

 


                             Bu hak ve özgürlükleri hayatımıza sokan bizi mal-kul teba olmaktan kurtaran, fikir, devlet ve siyaset adamlarına minnet ve şükran duymalıyız. 

 


                              Kimdir bunlar? Akıllı ve akılcı adamlardır. O halde, hem kendimiz akıllı ve akılcı olalım, hem de akıllı ve akılcı insanların kıymet ve değerlerini bilerek arkalarında duralım. 

 


                              Allah insanları nitelik, özellik ve yetenek bakımından en güçlü canlı olarak yaratmıştır. İnsanların diğer canlılardan en büyük farkı akıldır. Akıl en büyük güçtür. Bugün hayatımızı kolaylaştıran, renklendiren, zevklendiren, sağlımızı koruyup ömrümüzü uzatan ne varsa aklın ve akıllı insanların eseridir. 

 


                              Hayatta başarının kaynağı, insanların, nitelik, özellik ve yetenekleridir.  Bu vasıfların ilk kaynağı genler vasıtasıyla soyumuzdur. Bir insan 9 göbek soyuna çekermiş. Nasıl insanlar fiziken birbirlerinden farklı ise manen de farklıdırlar. Sonra ailemizin sosyal, kültürel ve ekonomik imkanları, imdadımıza yetişir. Sonra anne-baba, okul - öğretmen ve çevrenin etkisi gelir.

 


                              Öyle ya, bazı anne babalar, çocuklarına ilgi, sevgi ve şefkat gösterirler. Onları doğru yola yönlendirirler. Eğitimlerine katkı yaparlar. Kişilik, cesaret kazandırırlar. Bu şanslı çocukların doğuştan sahip oldukları yeteneklerini geliştirmeleri, meyvelerini yemeleri ve hayat seviyelerini yüksetmleri kolay olur.

 


Bu  yeteneklerin en başında akılcı ve akıllı olmak gelir. Aynı ana-babadan doğma iki kardeşin bile akıl seviyesi bir değildir. Dediğim gibi her birisi soyundan farklı birini çekmiştir. Bunun için kahrolmaya hiç gerek yoktur. Yeter ki, Allah'ın verdiği aklı, doğru yolda ve iyi kullanalım. Önünüz açılır gider. Siz de başarılı olursunuz. Akıllı olmak dediğim, akılcı olmaktır. Aklı iyi ve doğru yolda kullanmadıktan sonra akıl ne işe yarar? 

 


                              Akılcılık duyguların, inançların, ideolojilerin, başkalarının esiri ve uydusu, emir eri, müridi ve fedaisi olmamaktır. Kendi aklının adamı olup, kişilik sahibi olmaktır. Akılcı olup, doğruyu, yanlışı görüp, yanlışlardan uzak durmaktır. Hele kumara, uyuşturucuya, alkole, harama, yalana başvurmamaktır. 

 


                              Akıl ve akılcı davranmak çok kolaydır. Tek kriter vardır.  Söz ve davranışlarınız size, topluma, devlete, millete faydalı mı, zararlı mı, ne getirir, ne götürür? Bunu ölçü ve düstur olarak kabul ederseniz mesele kalmaz.  Çok mu zor?