AKP İktidarın Yerinde Ben Olsaydım

Tarikatlara Yüz Vermezdim:  Bugün yaşadığımız tüm kolaylıklar, güzellikler, müspet ilim eğitimi almış, akıllı insanların eseridir. Arabaları, uçakları, radyoları, telefonları, televizyonları kim icat etti, kim yaptı? Bunlar olmasa idi, hele Edison denen bir bilim adamı elektriği keşfetmeseydi, halen orta çağ şartlarında yaşıyor olacaktık.

 

                      Eğer akıllı, fikir, siyaset ve devlet adamları olmasaydı halimiz ne olurdu? Eskiden olduğu gibi bir kralın, imparatorun, padişahın kulu ve kölesi olurduk. Eskilerin “Padişaha lazım olan kadın kocasından boş düşer” diye bir lafı vardı. Demek ki padişah bir kadına göz koyduğunda onu kocasının elinden çekip alırmış. Hâlbuki bugün eşit haklara sahip, özgür vatandaşız.

 

                      Dini-imanı, Allah’ı-Kitabı sermaye edinip, istismar eden tarikatlar, siyasetçiler ne işe yarar? Bunların İslamiyet’i, milleti bölüp birbirine düşürmekten başka ne faydaları vardır?

 

Örneğin Feto cemaati: Bunlarda ahlak, insanlık, milliyetçilik, hatta ahlak Müslümanlığı var mıydı? Bunların önde gelenleri,  inançları sermaye eden uyanık çıkarcı kişilerdir. Arkasından giden müritlerde geri zekâlı zavallılardı.

 

Feto cemaati, AKP iktidarına göz dikene kadar, AKP iktidarı ve AKP’ye oy verenlerin tümü Feto’cu değil miydi? AKP iktidarı Feto’yu “Gel Hocam, bitsin bu hasret” diyerek Pansilvanya’danTürkiye’ye  davet etmedi miı? Yıllarca aynı menzile doğru kol kola yürümediler mi? Kamer Genç mecliste tehlikeye dikkat çekerken tüm AKP milletvekilleri sıra kapakları vurup, protesto etmediler mi? AKP iktidarı “Ne istediler de vermedik” demedi mi? Ankara Belediye Başkanı “Onlar istemeden ben verdim” demedi mi?  Türkçe olimpiyatlarında AKP iktidarının tüm ekabiranı hazır bulunup şenliklere katılmadılar mı? Feto’ya övgüler düzmediler mi?

 

                      Bu devletin milli istihbarat teşkilatı, milli güvenlik kurulu yok muydu? Orada akıllı ve bilgili insanlar görev yapmıyor muydu? İktidarı uyarmadılar mı? Uyarmadılarsa onlar ne işe yarar? Uyardılar da iktidar mı tehlikeyi görmedi? Yoksa AKP iktidarı kendi siyasi çıkarı için ülkeyi bile bile tehlikeye mi attı? O zaman, böyle bir iktidarın devletin ve milletin başında ne işi var?

 

İktidarın Feto Aşkı: AKP iktidarının FETO aşkı, Feto cemaati,  AKP’nin makamına göz dikince bitti. Ancak Feto darbe teşebbüsünden dolayı 300’e yakın insanımız şehit oldu. Türkiye’de rejim değişti. On binlerce kişi görevden alınıp açlığa terk edildi. Eğer medenibir  ülkede,  bir iktidarın kendi döneminde böyle bir olay olsaydı, o ülkedeki iktiran siyasi sorumluluğu kabul ederek istifa ederdi. Bizim siyasilerde medeniyet mi yok?  Yoksa seçmenimizde akıl mı yok? Baksanıza, AKP iktidarın kendi kusur ve kabahatinden kaynaklanan darbe teşebbüsünü kendi lehine çevirdi. Anayasa referandumuna oy veren % 50’nin aklı ne, sorumluluk duygusu ne, devlet ve milletsevgisi ne, demokrasi anlayışı ne?

 

                      Tamamı Feto aşkıyla yanıp tutuşan AKP’lilerin bir kısmı darbe teşebbüsünden sonra  sert bir manevra ile Feto’yu tekmeleyip, Feto’ya sırtını döndü. Feto’yahakaretlere başladılar. AKP iktidarına yağcılığa hız verdiler.  Bu keskin zikzakıyapamayanFetoc’cular mağdur oldu,  ceza evlerine düştü ve işlerinden oldular.

 

Ben Ne Diyorum: Ben “Din-iman-inanç başkadır. Akıl, ilim, teknoloji, siyaset ve devlet yönetimi başkadır. Bu farklı görevler, farklı kamu görevlilerinin işidir” derim.

 

                      Devlet, millet ve ekonomi, din-iman ve inançlarla yönetilmez. Allah, kitap siyasette istismar edilip araç olarak kullanılmaz. Devlet, akıl, tecrübe, bilgi, müspet ilim, sorumluluk duygusuyla ve millet sevgisiyle yönetilir. Din üzerinden siyaset yapmak dine, demokrasiye, insanlığa, vatana ve millete suikast yapmaktır.

 

İnanç ve ibadet, tüm hak ve özgürlükler gibi herkesin kendi özgürlüğüdür. Az inanır- çok inanır, az ibadet yapar-çok ibadet yapar herkesin kendi bileceği iştir, kimse kimseye karışamaz.

 

Deniz Baykal Ne Demiş?: Kuruluş ve iktidarların ilk yıllarında AKP iktidarı doğru, güzel ve faydalı yönde ilerlerken, Deniz Baykal “Bunlar takiyye yapıyorlar” demişti. Demek ki haklıymış. Ben ise biraz avanak olduğumdan,  “Bunlar böyle giderse ben bile oy veririm” diyordum.

 

Recep Tayyip Erdoğan  Ne Demiş? Bakın benim AKP’yi savunduğum yıllarda iktidarın başı “Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek, dine, demokrasiye, insanlığa karşı suikast düzenlemekten farksızdır” demiştir.

 

                         Ayasofya’nın ibadete açılmasını isteyenlere “200 metre ötede Sultan Ahmet camisi var. Oraya sığmadınız mı” demişti. Papa’yı ziyaret etmişti. Bütün komşularımızla “Sıfır ihtilaf” demişti. İsrail’de madalya almıştı. İspanya ile “Medeniyetler arası işbirliği teşkilatı” kurmuşlardı.

 

Peki, bugün AKP iktidarı ne durumda? Marmara depreminden sonra Cübbeli Ahmet Hoca diye bilinen bir meczup “Allah günahkârların cezasını verdi” demişti. Gazeteci “Hocam çocuklar da öldü. Onların ne günahı vardı?” deyince,  Cübbeli “Onlar da bir gün günah işlemeyecekler mi” demişti.

 

Kahraman Maraş Depremi Allah’ın kırbacıymış. Felaket değil, Allah’ın rahmeti imiş: Hatay’da AKP milletvekillerinin halka tanıtım toplantısında bir meczup kürsüye çıkıp halka hitap ediyor. Diyor ki, “Ben bu depreme felaket demiyorum, rahmet diyorum. Bu Allah’ın kırbacıdır” demiş. Bana göre bu adam, ancak inek- öküz-eşek çobanı olabilir.

 

                       Üstelik bu meczubu dinleyenler alkış tutmuşlar. Zaten ben AKP’ye oy verenlerin bazılarının dinci, bazılarının cahil-cühela, geri zekâlı, sadece bazılarının aklı başında insanlar olduğunu söylüyorum. Çağ dışı ve gerici bir insanı doğru yola getirmek mümkün müdür? Çünkü onun beyni yıkanmış, şartlanmıştır.

 

                        Osmanlıyı batıran medrese eğitiminin ürettiği bu nevi ilkel, küflü, paslı kafalı geri zekâlılardır. Dolayısıyla bu dinciler ve onları alkışlayanlara geri zekâlı mı diyelim, bu milletin ve devletin zavallıları mı diyelim,  hainleri mi diyelim bilmem ki? O zaman siz söyleyin.