Büyük Düşünelim

                   Canlılar alemi ve insanlar: İnsanlığın bugüne kadar güneş sisteminde ulaşıp keşfedebildiği canlı yaşayan bir başka gezegen yoktur. Demek ki Allah canlılar içi sadece dünyayı yaratmış. Dünyadaki hayat kaynağı dörttür. Güneş, toprak, su ve hava. Bunlardan birisi yoksa hayat yoktur. Bu sebepten dünyanın, doğanın ve kaynaklarının kıymetini bilmeliyiz. Dünyayı da kim için yaratmış dersiniz? Hangi canlıya başta akıl olmak üzere güç, kuvvet, nitelik ve yetenek vermişse onun için yaratmıştır. İnsandan başka akıllı canlı var mı? İnsan vücudu Allah’ın yarattığı en mükemmel teferruatlı ve yetenekli bir makinedir.

O halde Allah’ın en sevdiği canlı insandır. Dünyayı insanlar için yaratmıştır.

                    Aklanız olmasaydı ne olurdu?  Biz de diğer canlılar gibi doğa ile boğuşarak, sağlığımızın yettiği yere kadar yaşar ve hayatı terk eder giderdik.

                      İlk insanların aklı vardı ama bilgisi yoktu: Bu sebepten onlarda tıpkı hayvanlar gibi mağaralarda, ağaç kovuklarında, doğayla mücadele edere, Allah’ın verdiği kadar bir ömür yaşayıp giderlerdi.

                      Atalarımız önce ateşi, sonra tekerleği, sonra yazıyı, en sonra da elektriği icat etmişlerdir. Bunların her birisi insan hayatında devrim yaratmış, dönüm noktaları olmuştur.

                     Bu icat ve keşifler hayatımızı kolaylaştırmış, renklendirmiş ve zevklendirmiştir.  Hiçbir elektrikli ve motorlu alet olmayacaktı. Elektrik icat edilmese ve olmasa idi insanlık bugün Ortaçağı yaşıyor olacaktı.

                     Akıl ve inanç: Tarih boyunca akılla, inanç yarış halindedir. Eskiden inançlar öndeydi. Mesela depreme “Allah korkusu” derdik. Havalar kurak gidince yağmur duasına çıkardık. Toplum depremin ve yağmurun inançlarla bir alakasının olmadığını, bunların doğa olayı olduğunu gördü. Ama Cübbeli Ahmet Hoca gibi bazı meczuplar halen bunun farkında olmamalı ki,   Marmara depremi olunca gazeteci “Hoca bu deprem niye oldu?” diye sorunca gazeteciye “İnsanlar günah işlediği için Allah ceza verdi “dedi. Gazeteci “Hocam çocukların ne günahı vardı, onlar da öldü” deyince “Bir gün onlar da günah işleyecekti” demişti.

                     İnsan aklının ulaşamadığı her yerde hep Allah vardır. Mesela bu kâinatı kim yarattı, nasıl yarattı? Bilemediğimize göre “Allah’ın yarattığına” inanmak zorundayız.

                     İnançlar Neye Yarar?: İnançlar insanlara ahlak ve moral katkısı yapar. İnançlardan yoksun bir insanın aklı da zayıfsa, o başarısız ve mutsuz olmağa mahkûmdur. Hatta sapıtmağa meyillidir. Bu katiller, hırsızlar, soyguncular, dolandırıcılar, teröristlerde akıl veya inanç olsa o başkalarına kötülük yapar mı? Allah korkusu veya aklı onu kötü yoldan ve kötülüklerden alıkoyar.

                      Bütün canlılar topraktan gelmiş, toprağa dönecekmiş. Anştayn “Dünyada hiç bir şey yoktan var olmaz, var olan hiç bir şey yok olmaz” demiş. Sadece kimyasal, fiziksel, biyolojik değişimlere uğrarmış.

                     Ben her zaman “Allah’ım bizler için çok güzel bir dünya, bunca nimetler yarattın da bu ölüm ne oluyor” derim. Öbür taraftan da ”Acaba bu dünya milyonlarca yıldan beri mi, milyonlarca yıldan beri mi vardı? Eğer insanlar hiç ölmese idi, bugün bize adım atacak yer kalır mıydı?” diye düşünüyorum.

                     Hele son zamanlarda dünya çok hızlı dönmeğe başladı. Sabah-akşam, hafta başı, hafta sonu, aybaşı-ay sonu, yılbaşı-yılsonu derken koştura koştura gelip-geçip gidiyor. Gençlere “Bu dünyaya bir fren koyun da yavaş dönsün” diyorum. Din adamlarına “Eskiden yağmur duası edip yağmuru yağdırırdınız. O halde bütün hocalar toplanıp dua edin, Allah bu dünyayı biraz yavaşlatsın” diyorum.

                      Hayat çok kısa. Nöbet mi tutacağız, imtihana mı geldik bilmem ki. Hocalarımız “Bu dünya imtihan dünyası, asıl hayat öbür dünyadır” diyorlar. İnanmak durumundayız. Çünkü elden gelen başka bir şey yok.