Kıymetli Okurlar,
Son günlerde, özellikle sosyal medyada ve basında, “Koçarlı” ifadesi sıklıkla gündeme geliyor. Ancak bu sefer konu, bir yerleşim yerinden çok daha derin, toplumumuzun kanayan bir yarasına işaret ediyor. “Koçarlı olarak nereye gidiyoruz?” sorusu, aslında hepimizin içine düştüğü bu travmatik durumu, ahlaki çöküşü ve acilen almamız gereken toplumsal mesafeyi sorgulatıyor.
Son üç yıla baktığımızda, tüyler ürperten bir tablo ile karşı karşıyayız. Küçük yaşta cinsel istismar vakaları adeta patlama yapmış durumda. Her yeni haber, bir öncekinden daha vahim, daha iç parçalayıcı. İstatistikler, raporlar, mahkeme kayıtları… Hepsi bir çığlığı haykırıyor: “Artık durun!”
Bu çığlığın asıl sahipleri ise en masum, en savunmasız olanlar: Çocuklarımız. Özellikle de kız çocuklarımız. Onlar, bizim geleceğimiz, gözümüzün nuru, temiz bir vicdanla yetiştirmeye çalıştığımız evlatlarımız.
Sevgili Kız Çocuklarım, Canım Evlatlarım,
Bu satırları özellikle sizler için yazıyorum. Başınıza böyle bir şey gelirse, size birisi kötü, utanç verici, rahatsız edici bir davranışta bulunursa veya bulunmaya kalkarsa;
· Sakın SUSMAYIN!
· Sakın KORKMAYIN!
· Bu sizin suçunuz asla ve asla DEĞİL!
Hemen, en yakınınızdaki bir güvenlik görevlisine – Jandarma veya Polis (Emniyet) koşun. Onlar sizi korumak, size yardım etmek için oradalar. Kapıları size her zaman açık. Onlara güvenin.
Eğer okuldaysanız, hemen bir öğretmeninize, okul müdürünüze, rehber öğretmeninize durumu anlatın. Sizi dinleyecek ve doğru yere yönlendireceklerdir.
SESİNİZİ ÇIKARIN. ANLATIN. SUSMAYIN.
“Size kimse bir şey yapamaz!” Bu çok önemli. Size korku ve tehditle yaklaşanlara, “Sus, yoksa…” diyenlere inanmayın. Yasanın, devletin ve toplumun gücü sizin arkanızda. Sessiz kaldığınız sürece onlar güçlenir. Sesinizi çıkardığınız anda, siz güçlü olursunuz ve o zorbalar güçsüzleşir.
Ailelere ve Topluma Düşen Görev:
Bu sadece çocukların değil, hepimizin sınavı. Çocuklarımızı bu tür tehlikelere karşı bilinçlendirmek, onlara “bedenim bana özeldir” bilincini küçük yaşta aşılamak, onları dinlemek ve onlara inanmak en temel vazifemiz. “Ayıp”, “utanılacak şey” gibi yaftalarla çocukların dilini bağlamak, en büyük kötülüktür. Çocuklarımıza güvenli bir ortam yaratmak, onları korumak için gereken her türlü yasal ve toplumsal düzenlemeyi yapmak ve takipçisi olmak zorundayız.
“Koçarlı” bir yerin adı olmaktan çıkıp, toplumsal bir travmanın sembolü haline gelmeden önce, hep birlikte söz verelim: Çocuklarımıza sahip çıkalım. Onları dinleyelim. Onları koruyalım.
Unutmayın, suskunluk değil, ancak sesimiz ve vicdanımız bizi insan yapar.
Saygılarımla.